Startup Hukuku
- Umut Anıl Kanbay
- 21 Tem 2024
- 8 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Ağu 2024
Genel Tanım
I. Start-up'ın kelime anlamına bakıldığında "Başlama, Başlangıç" gibi bir tanım karşımıza çıkmakla birlikte, ülkemizde buna Girişimcilik denmekte. Bir fikir ile yola çıkılan Start-up serüveninde, ortaya çıkan fikrin sorunlara çözüm ve ihtiyaçlara bir cevap üretebilmesi beklenmektedir. Startup ve girişimcilik, aynı kavramlar değildir. Girişimcilik, bir fikrin hayata geçirilmesi sürecidir ve bu fikrin başarısından ya da başarısızlığından sorumlu olan kişi girişimcidir. Startup ise, genellikle yenilikçi ve hızlı büyüme potansiyeli olan, teknolojik veya dijital bir iş fikrini hayata geçirmeyi amaçlayan bir girişimdir.
II. Fikir her ne kadar mükemmel olsa da tek başına hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Uygulamaya geçilmediği sürece, sadece bir fikir hatta bir hayalden ibaret olacaktır. Unutulmamalıdır ki, siz fikrinizi oluşturduğunuzda X bir insanın da bu fikri üretmesinin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Fikir ancak iyi bir iş planı, yeterli kaynak ve olmazsa olmaz iyi bir ekiple motivasyonunuzu harmanladığınızda değerli hale gelir.
Girişimcilikte Hukuk Neden Önemli ?
Çünkü:
Yasal Zorunluluklar: Girişimciler, vergi yükümlülükleri, çalışanların hakları, ticari sözleşmeler, rekabet yasaları, gizlilik ve güvenlik gibi yasal zorunlulukları yerine getirmek zorundadırlar.
İşletme Hakları: Hukuk, girişimcinin işletmesinin mali haklarını koruyarak, mali kayıpları önler ve işletmenin gelecekteki potansiyelini korur.
İşletme Güvenliği: Hukuki düzenlemelerin doğru şekilde uygulanması, girişimcinin işletmesinin güvenliğini ve dayanıklılığını artırır.
Rekabet: Hukuk, rekabet hukuku ve anti-dolandırma yasaları gibi kurallarla girişimciler arasındaki rekabeti düzenler ve adaletli bir piyasa ortamı sağlar.
İşletme Başarısı: Hukuki düzenlemelerin uygun şekilde uygulanması, girişimcinin işletmesinin güvenilirliğini ve itibarlı bir profili oluşmasına yardımcı olabilir.
I) Girişimciliğin Hukukla ilişkisine bakıldığında aslında bir fikirle başlayan bu serüven, fikrin ortaya çıkmasından tutun da bu girişimin sona ermesine kadar her safhada hukukla iç içedir. Girişimcilik ve hukuk arasındaki ilişki, girişimcinin işletmesini kurarken ve işletmeyi yürütürken uyması gereken hukuk kurallarına bağlıdır. Girişimcilik, hukuk kurallarına uyulması gereken bir faaliyet olduğu için, girişimciler hukuki konuları da dikkate almalıdırlar. Örnek olarak, işletme kurma, vergi yükümlülükleri, çalışanların hakları, ticari sözleşmeler, ticari marka ve patent hakları gibi konular hukukla ilişkilidir. Startup ekosistemi artık günümüzde gelişmeye devam etmekte ve bu alan ile ilgili tanımlamalara ve açıklamalara ihtiyaç duyulmaktadır.
II) Girişimcilik ekosistemi son bir kaç yılda hızla büyüyen ve üyesi bir hayli artan bir iş koludur. Hal böyle olunca Ülkemizde Girişimcilik bir hukuk dalı olarak gelişmeye başlamış, ancak bu alan üzerine bir mevzuat henüz oluşturulmamıştır. Temelinde Ticaret Hukuku, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku, Bilişim Hukuku, Yatırım Hukuku, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku, Şirketler Hukuku’nu barındırmakla birlikte, Girişimcilik yapılabilecek alanlar, sadece bir fikre bağlı olarak ortaya çıktığı için beslendiği Hukuk dalları da bu alanlara göre genişlemektedir. Buna örnek verilecek olursa, Sağlık sektörü ile ilgili bir Girişim, bir fikir ortaya çıktığında, Sağlık Hukukuna başvurmak kaçınılmaz olacaktır.
Girişimde Bilinçsizlik
Ekosistemin büyük bir kısmını artık genç girişimciler oluşturmaktadır. Bu her ne kadar umut verici olsa da, genç girişimcilerin aslında en büyük düşmanları bilinçsizliktir. Girişimcilikte gençlerin bilinçsizliği, aşağıdaki şekillerde görülebilir:
Hukuki Yükümlülüklerin Farkında Olmama: Genç girişimciler, vergi yükümlülükleri, çalışanların hakları, ticari sözleşmeler, rekabet yasakları, gizlilik ve güvenlik gibi yasal zorunlulukların farkında olmayabilirler.
Risk Değerlendirmesi: Genç girişimciler, işletmelerinin gelecekteki potansiyel risklerini ve fırsatlarını doğru bir şekilde değerlendiremeyebilirler.
Pazar Araştırması Yapmama: Genç girişimciler, pazar araştırması yapmadan ve müşteri ihtiyaçlarını doğru bir şekilde belirlemeden işletme kurma eğilimi gösterebilirler.
Finansal Planlama: Genç girişimciler, işletmelerinin uzun vadeli finansal hedeflerini ve kaynaklarını doğru bir şekilde planlamaya odaklanmayabilirler.
Mentorluk: Genç girişimciler, mentorlarından ve deneyimli işletme sahiplerinden destek almamakta ve tecrübelerinden faydalanmamaktadırlar.
Sayılan maddeler her ne kadar gençlerin bilinçsizliğini hedef almış olsa da, aslında çoğu girişimciler için de geçerlidir. Girişimin kurulum ve gelişimi için gerekli motivasyon mevcut olsa da, yeterli araştırma ve planlama yapılmaması büyük sorunlara yol açmaktadır ve mümkünse eğer bir mentora başvurulmalıdır. Girişimde bilinçsizlik en büyük problem olup, sadece küçük nüanslarla bile girişimler hüsranla son bulabilmektedir. Her şeyden evvel, çok fazla araştırma yapılmasını, mümkün olan her noktanın hesap edilmesini şiddetle tavsiye ediyoruz.
Startup Ekosistemi
Startup ekosistemi, startupların gelişmesine ve büyümesine destek veren, birbirine bağlı kuruluşlar, kişiler ve kurumlar ağıdır. İçinde bulunan unsurlar şunlardır:
▪ Girişimciler ve kurucular
▪ Yatırımcılar (VC, melek yatırımcılar, vb.),
▪ Kuluçka merkezleri ve hızlandırma programları,
▪ Danışmanlar ve mentorlar,
▪ Hizmet sağlayıcılar (avukatlar, muhasebeciler, vb.),
▪ Müşteriler ve kullanıcılar,
▪ Devlet desteği,
▪ Eğitim kurumları.
▪ Startup ekosisteminin amacı, startupların başarılı şirketlere dönüşmelerine yardımcı olmak ve destek sağlamak için kaynaklar, destek ve fırsatlar sunmaktır.
Ekosistemin temelini aslında bir fikir oluşturmaktadır. Startup ekosisteminin ne denli büyüdüğünü ve artık günümüzde ne kadar ciddi bir yer edindiğini, ekosistemin son bir yılda aldığı yatırımlara bir göz atarak anlayabiliriz. Startups.watch sayfasının verilerine göre 2024 yılının ilk çeyrek raporuna göre Türkiye Startup ekosistemi yaklaşık 587 milyon dolarlık bir yatırım almış durumda. Globale baktığımızda ise, en önde gelen şirketler aslında bir (Girişim) olarak ortaya çıkmıştır. Apple, Microsoft, Facebook( Meta ) gibi şirketleri örnek olarak gösterebiliriz. Türkiye Startup ekosisteminde ise Getir, Martı, Peak Games, Dream Games, Midas, Insider gibi firmalar birer örnektir.
Günümüzde Startuplar’ın çoğunluğu teknoloji temellidir. Teknoloji artık öyle bir noktadadır ki, bu konuda konuşurken bile gündemdeki konu eskimektedir. Çünkü sürekli güncellenmekte ve gelişmektedir. Teknoloji ile birlikte gelişimini göz ardı edemeyeceğimiz bir diğer husus ise Yapay Zeka’dır. Hukuk camiasında bu konu her ne kadar tartışmalı ise de, ABD kökenli bir Startup olan DoNotPay, geçtiğimiz günlerde geliştirdikleri yapay zeka avukatının bir duruşmada savunma yapacağını duyurmuştu. yapay zeka ve hukuk arasındaki ilişki, yapay Zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte güncel bir konudur. Örneğin, yapay zeka sistemlerinin verilerin kullanımı, gizlilik, sorumluluk ve adalet konuları gibi konular hukukun güncel meseleleridir. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin sonuçlarının doğruluğu, adaletli ve eşitliği gibi konular da hukukun kapsamındadır. yapay zeka ve hukuk arasındaki ilişkinin araştırılması ve geliştirilmesi, teknolojinin etik ve adaletli kullanımının garanti edilmesi için önemlidir.
Oluşum
Bir fikirle ortaya çıktığından bahsetmiştik. Girişimcinin, bu fikri geliştirmenin, değiştirmenin ve artık bu fikri uygulamaya koymanın motivasyon kaynağı aslında bu fikre olan inancıdır. Çoğu girişimcinin çıkış noktası aynıdır. “Yapılmayanı yapmak”. İlk adım Girişim fikrinin özgün olup olmadığı üzerine globalde pazar araştırması yapmaktır. Rakip analizi ve bu fikrin uygulanılabilirliği üzerine çalışmalar daha sonraki adımlar.
Startup’ın oluşumu ve kurulumu, şu adımları içerebilir:
Fikir Belirlenmesi: İş fikrinin tanımlanması ve potansiyel pazarın araştırılması.
Ekip Oluşturma: İşletmenin kurucuları veya ortaklarının belirlenmesi.
Pazar Araştırması: İş fikrinin pazarı ve rakipleri hakkında bilgi toplama.
Plan Hazırlama: İşletmenin hedefleri, stratejileri ve bütçesi hakkında belirli bir plan hazırlama.
Finansman Sağlama: İşletme için gerekli finansmanı sağlamaya çalışma (melek yatırımcılar, hibelere başvuru, vb.).
Ürün/Hizmet Geliştirme: İş fikrinin geliştirilmesi ve pazar testine tabi tutulması.
Pazara Sunma: İşletmenin ürünü/hizmeti pazara sunulması.
Büyüme ve Genişleme: İşletmenin büyümesi ve genişlemesi için stratejiler belirlenmesi.
Bu adımlar, Startup’ın oluşumu ve kurulumu sürecinde farklı, startuplarda farklılık gösterebilir ve düzenli olarak değişebilir. Ancak, bu adımlar startupın başarıya ulaşmasına yardımcı olabilecek temel bir yapı sunar.
Çoğu girişim Bootstraping yatırım yoluyla ortaya çıkar. Kişinin kendi kaynakları ve yakın çevresinin kaynaklarıyla yola çıkışıdır aslında Bootstraping. İngilizce’de 3F diye tabir edilen bu yatırım şeklinin aslında; Family, Friends, Fools olarak açılımını yapabiliriz. Aile, yakın arkadaşlar ve aptallar. Fikrine güvendin, motive oldun, ekip organize oldu, uygulamaya geçtin artık başlamalıyız ve yatırım almalıyız. Sıradaki soru ise hangi şirket türünün daha uygun olduğu. Şahıs Şirketi mi Sermaye Şirketi mi, Sermaye Şirketiyse eğer Limited Şirket mi yoksa Anonim Şirket mi ? Şirket türünün seçimi Girişimci için oldukça mühimdir. Şirket türleri ve kuruluş biçimleri incelendiğinde, şirketin kuruluşunda ve geleceğinde girişimciye yükleyeceği sorumluluklar bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Bu yüzden girişimci, kendisine en az sorumluluk yükleyen şirket türünü seçmek durumundadır. Çünkü işler ters gidebilir ve pek tabi bu sorumluluklar işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
Hangi Şirket Türü ?
Şirket türlerini inceleyerek bir Girişimci için hangi şirket türünün daha uygun olduğunu göstermekte fayda vardır. Türk Ticaret Kanunu’nun 124.maddesi şirket türlerinin hangileri olduğunu sıralamamıştır. Buna göre;
Kollektif Şirket
Komandit Şirket
Anonim Şirket
Limited Şirket
Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket
Ayrıma gidildiğinde Anonim Şirket, Limited Şirket ve Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket Sermaye Şirket Türleridir. Kollektif ve Komandit Şirket ise Şahıs Şirketi sayılmaktadır. Şirket Türleri kurucularına yüklediği sorumluluklar bakımınından da farklılıklar göstermektedir.
i) Anonim Şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur. Anonim Şirketler, kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç ve konular için kurulabilir. Şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Anonim şirketin kurulabilmesi için pay sahibi olan bir veya daha fazla kurucunun varlığı şarttır. Anonim şirketler en az 250.000 Türk Lirası sermaye ile kurulur.
i) Limited Şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi şartsız olarak taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandı ğışirket sözleşmesinde Limited Şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir. Limited şirketin esas sermayesi en az 50.000 Türk Lirasıdır. Ayrıca ortakların sayısı 50’yi aşamaz.
i) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı şirket alacaklılarına karşı bir kollektif şirket ortağı, diğerleri bir anonim şirket pay sahibi gibi sorumlu olan şirkettir. Sermaye, paylara bölünmeksizin sermayesi sadece birden çok komanditerin sermayeye katılma oranlarını göstermek amacıyla kısımlara ayrılmış bulunuyorsa komandit şirket hükümleri uygulanır. Komanditelerin birbirleriyle, komanditerlerin tümüyle ve üçüncü kişilerle hukuki ilişkileri, özellikle şirketin yönetimine ve temsiline ilişkin görev ve yetkileri, şirketten ayrılmaları, komandit şirketlerdeki hükümlere tabidir. Esas sözleşme yazılı şekilde düzenlenir, kurucularla komandite ortakların tümü tarafından imzalanır; imzaların noterce onaylanması gerekir. Esas sözleşmeyi imzalayanlarla şirkete paradan başka sermaye koyanların tümü kurucu sayılır. Kurucular beş kişiden az olamaz. Kuruculardan en az birinin komandite olması şarttır. Kurucu sıfatını haiz olan komanditerlerin sahip oldukları payların her birinin tutarının esas sözleşmeye yazılması gerekir.
i) Kollektif Şirket ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir. Kollektif Şirket sözleşmesi yazılı şekle tabidir; ayrıca, sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması şarttır. Kollektif Şirketi kuranlar, şirket sözleşmesinin noterlikçe onaylı bir suretini onay tarihinden itibaren onbeş gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline vererek şirketin tescilini istemek zorundadır. Suret, sicil müdürlüğünce saklanır ve 213 üncü madde gereğince sözleşmeye konması zorunlu olan kayıtlar ile kanunun emreylediği diğer hususlar tescil ve ilan olunur.
Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirket komandit şirkettir. Sorumluluğu sınırlı olmayan ortaklara komandite, sorumluluğu sınırlı olanlara komanditer denir. Komandite ortakların gerçek kişi olmaları gerekir. Tüzel kişiler ancak komanditer ortak olabilirler. Şirketin komandit olup olmadığı sözleşme hükümlerine göre belirlenir. Ortaklar tarafından şirkete verilen ad ve nitelik o şirketin türünün belirlenmesinde yalnız başına yeterli olmaz. Bir şirketin komandit olduğu açıkça saptanamıyorsa o şirket kollektif sayılır. Bir komandit şirket sözleşmesine Türk Ticaret Kanunu Md.213’de gösterilen kayıtlardan başka komanditerlerin adları ve her birinin koydukları veya koymayı taahhüt ettikleri sermayenin cins ve miktarları yazılarak tescil ve ilan ettirilir. Bir komanditer kişisel emeğini ve ticari itibarını sermaye olarak koyamaz.
Yukarıda şirket türlerini kuruluşları ve kurucusuna yüklediği sorumluluklar bakımından inceledik. Bu değerlendirmelere göre bir Startup’ın hali hazırda yüksek risk içermesini de göz önünde bulundurarak, Girişimcinin kendisine kuruluş safhasında ve gelecekte vergilendirme, şirkete karşı sorumluluklar açısından en az yükü yükleyen, olası bir problemde girişimcinin yerine kurulan şirketin hedef alınmasını sağlayan bir şirket türü, bir tüzel kişilik oluşturulması önem arz etmektedir.
Startupların çoğunluğu finansman açısından büyük sıkıntılar yaşadıkları için şirket seçiminde de en masrafsız en yalın yolu tercih etmek gerekmektedir. Şirket kuruluş safhasında masraf açısından değerlendirildiğinde, Şahıs Şirketi diğer seçeneklere göre çok daha masrafsızdır. Çünkü asgari bir sermaye olmadan kurulabilirler. Ancak bu şirket türünde Şahıs ön planda olduğu için, olası sorunlarla bizzat Girişimci karşı karşıya kalacaktır. Ancak bir Sermaye Şirketi kurulum aşamasında, her ne kadar şahıs şirketine göre masraf bakımından çok daha fazla olsa da, ilerde ortaya çıkabilecek sorunlarla bizzat kurucu/kurucular değil, tüzel kişiliğe sahip olan şirket karşı karşıya kalacaktır.
Sermaye Şirketlerinde ise, Limited Şirketin kuruluşu Anonim Şirkete göre daha az maliyetlidir. Gösterilmesi gereken sermaye alt sınırı ve diğer evrak prosedür işleri bakımından Limited Şirket daha avantajlı konumda olup Anonim Şirket kuruluş aşamasında girişimciyi mali bakımdan yıpratması muhtemeldir. Türk Ticaret Kanunu Md.329 ve Md. 580’de belirtildiği üzere bu iki Sermaye Şirketi arasındaki sorumluluk farkı göze çarpmaktadır. Anonim Şirkette sadece taahhüt edilmiş olunan sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumlululuk söz konusu iken Limited Şirkette taahhüt edilen esas sermayenin yanı sıra şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden de sorumluluk söz konusudur. Ayrıca Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun Md.35 “Limited Şirket ortakları, Şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” ifadesiyle resim vergi ve harç gibi tutarlardan Limited Şirket ortaklarını sorumlu tutmuştur. Tüm noktalar göz önünde bulundurulduğuna Limited Şirket kurulum masrafları açısından Anonim Şirkete göre avantajlı konumda olsa da Anonim Şirket, Girişimin geleceği için çok daha avantajlıdır. Girişimciler için en mantıklı şirket türü bizce Anonim Şirkettir.
Avantajlar ve dezavantajlar bakımından değerlendirilen şirket türlerinden en uygununu seçme özgürlüğü Girişimciye kalmıştır ancak daha önce de belirtildiği üzere, Startup’ın yüksek risk ve finansman sağlama güçlüğünü göz önünde bulundurarak, en az masraflı ve en az sorumluluk yükleyen yolu seçmenin önemini hatırlatmakta fayda bulunmaktadır.
Kaynak :
İsmail G. ESİN - Birleşme ve Devralmalar
Ünal TEKİNALP - Sermaye Ortaklarının Yeni Hukuku
Mehmet BAHTİYAR - Ortaklıklar Hukuku
Hozzászólások